Yaş ve meslek fark etmeksizin pek çok kişide görülebilen narsistik kişilik bozukluğu, kişinin çevresine hayatı adeta zindan edebiliyor. Bu insanları tanımak ise aslında oldukça basit. İşte üstün olma isteği, kendine aşırı derecede hayranlık ile görülen narsistik kişilik bozukluğunun 10 belirtisi…
Günümüzde pek çok insanda görülebilen bir psikolojik bozukluk olarak bilinen narsistik kişilik bozukluğu, günlük yaşamı ve insanlarla anlaşmayı gittikçe zorlaştırabiliyor. İlk belirtileri ilgi odağı olmak istemek ve kendini aşırı derecede beğenmek olarak görülen narsistik kişilik bozukluğu, bakın başka hangi belirtilere sebebiyet veriyor…
Çevrenizde böyle birisi varsa dikkat: Bir narsistle karşı karşıya olabilirsiniz!
Sosyal çevrede ilgi odağı olmak ve kendilerine herkes tarafından hayranlık beslenilmesini şiddetli şekilde arzulayan bu kişiler, çoğu zaman bu durumları oluşturacak ortamları da kendisi yaratır. Narsistik kişilik bozukluğunun diğer belirtileri arasında aşağıdaki belirtiler bulunmaktadır:
1) Kendini normalden fazla derecede beğenmek
2) Kendini diğer insanlardan üstün ve daha zeki olarak görmek
3) Aşırı kibirli davranışlar
4) Kişileri kendi işleri için manipüle etmek ve kullanmak
5) Çevrede tek ilgi odağı olan kişi olmayı istemek
6) Herkesin kendisiyle ilgilenmesini bekleme durumu
7) Herkesten başarılı olma hırsıyla hareket etmek
8) Empati ve duygudan yoksun olmak
9) Yoğun kıskançlık duyguları
10) Sosyal çevresinin kendisine hayran olmasını beklemek ve sadece kendi isteklerinin yapılmasını istemek
Eleştiriye asla tahammül edemezler
Narsist kişiler sosyal hayatlarında dışlandıkları durumlarda, eleştirildikleri ya da istenmedikleri durumlarda normalden fazla agresif tavırlar sergileyebilir. Çevre tarafından gelen herhangi bir tepki ya da yapılan eleştiri kişide kendisinin hafife alındığını, önemsenmediğini, özel ve önemli olmadığını ve hatta aşağılandığı duygusunu yaratabilir. Bu durum da narsistik kişilik bozukluğu olan bir kişinin sabırsız davranışlarda bulunmasına, öfke kontrolüyle ilgili sorunlar problemler yaşamasına ve hatta depresyona girmesine dahi sebep olabilir.
Manipülatif davranışlarla sevgi almaya çalışırlar
Narsist bireyler özellikle yakın ilişkilerinde ve arkadaşları tarafından ilk başta mükemmel gözükür. Başarılı, sevilen, övülen bir kişilik yapısı sergileyen bu insanlar sevgiyi genellikle manipülatif davranışlar yoluyla almaya çalışır. Başarı durumunda üstün bir hırs ortaya çıkarken, başarısızlık anında ise suçlama davranışları görülür.
Partnerini yalnızlaştırmaya çalışır, ilişkilerde karşısındakini değil ‘kendini’ sever
Narsistler genellikle aile ve evlilik konusunda karşısındaki insana değersizlik, yetersizlik gibi kavramlar yüklemektedir. Partnerini yalnızlaştırma politikasını kurarak üzerinde üstünlük sağlamaya çalışır. İkili ilişkilerde dahi kendine aşık olan narsistler ayrıca aşk ilişkilerinde kendilerine bağımlı olacak bir kurban ararlar. İlişki yaşadığı kişiler onlar için bir partnerden ziyade kurbandır. Narsist kişi ilişkilerde pohpohlanmadığı durumlarda deliye dönebilir ve eleştiriye asla açık değildir. Bu durum evliliklerde ise boşanmayla sonuçlanabilir.
Duygulardan tamamen yoksundurlar, sadist davranışlar gösterebilirler
Narsist kişiler ilişkilerde de tamamen benmerkezci davranışlara sahip oldukları için aldatmaya daha meyilli olabilirler. Ayrıca kimi narsist insan sadistçe davranışlar gösterebilir ve partnerinin acı çekmesinden zevk alabilir. Bu kişiler ölüm, hastalık, yas gibi durumlara ise tamamen kapalıdır ve böyle durumlarla empati yapamaz. Partnerini hasta şekilde bırakıp eğlenebilir, ya da bir vefat durumunda üzülme duygusu yaşamadan hayatına devam edebilir.
Narsistik kişilik bozukluğunun sebepleri neler?
Narsistik kişilik bozukluğunun sebepleri tam olarak bilinmese de genelde ergenlik dönemi itibariyle kendini belli etmeye başladığı bilinmekte. Ayrıca çocukluk döneminde de narsistik kişilik bozukluğu ortaya çıkabilmekte.
Çocukluk döneminde çocuğun var olan yeteneklerine, davranış şekline gösterilen aşırı ilgi ve her isteğinin anında yerine getirilmesi buna neden olurken, tersine çocukla yeterince ilgilenilmemesi, ihmal edilmesi de bu bozukluğa neden olabilmektedir.
