Dünya Sağlık Örgütü’ne göre tüm kanser vakalarının en az yüzde 30’u, doğru yaşam tarzı alışkanlıklarıyla önlenebiliyor ve en önemli faktörlerden biri beslenme olarak ön plana çıkıyor.
Yedikleriniz ve içtikleriniz sağlık durumunuzu iyileştirmek istediğinizde büyük önem taşır. Sağlıklı beslenirseniz, otomatik olarak enerjik ve zinde hissedersiniz. Ancak tabağınızdaki yiyecekler trans yağ ve rafine ürünler bakımından yüksekse, halsizlik ve sağlık sorunları kaçınılmazdır.
Sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve kötü gıda seçimleri birçok karaciğer, böbrek ve kalp ile ilgili hastalıklara yol açabilir. Bazıları zamanında tespit edilirse tedavi edilebilirken, kanser gibi bazıları ise hayati tehlike oluşturabilir.
Kanser, dünya çapında önde gelen ölüm nedenlerinden biridir, ancak doğru yaşam tarzı değişiklikleri yapılarak önlenebilir. Kanserli hücreler vücutta farklı nedenlerle büyür ve sağlıksız beslenme bunlardan sadece biridir. Fiziksel aktivite eksikliği, sigara, obezite, alkol ve UV ışınlarına maruz kalma da kanser gelişiminde rol oynayabilecek diğer faktörlerdir.
Beslenme alışkanlıklarının kanser riskini artırabileceğine veya azaltabileceğine dair artan kanıtlar vardır. İşte sağlığınızın korumak için kaçınmanız gereken 5 yiyecek:
İŞLENMİŞ ET
Et, tavuk, balık ve yumurtaların tümü, uygun şekilde pişirilmeleri ve ölçülü olarak tüketilmeleri koşuluyla sağlıklıdır. Ancak koruyucu eklenmiş ve işlenmiş hayvansal ürünlerin alınması sağlıksızdır ve kilo alımından kansere kadar çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.
Etin işlenmesi, kanserojen olabilen ve kişiyi kolorektal ve mide kanseri geliştirme riskine sokabilen bir bileşik üretir. Sosis ve salam gibi işlenmiş etler tüketilmemelidir.
KIZARMIŞ YİYECEKLER
Kızartılmış yiyeceklerin aşırı alımı, vücutta kanserli hücrelerin büyümesine yol açabilecek başka bir maddedir. Patates veya et gibi yiyecekler yüksek sıcaklıkta kızartıldığında akrilamid adı verilen bir bileşik oluşur. Araştırmalar, bu bileşiğin kanserojen özelliklere sahip olduğunu ve hatta DNA’ya zarar verdiğini gösteriyor.
Ayrıca kızarmış yiyecekler, kanserli hücrelerin büyümesiyle bağlantılı olarak vücuttaki oksidatif stresi ve iltihabı da artırabilir. Yiyecekleri kızartmak yerine, diğer sağlıklı pişirme yöntemleriyle hazırlayın.
RAFİNE GIDALAR
Rafine edilmiş un, şeker veya yağ kanserli hücre geliştirme riskini artırır. Araştırmalar, yüksek oranda işlenmiş şeker ve karbonhidratların vücutta oksidatif stres ve iltihaplanma riskini artırabileceğini ve bunun da farklı kanser türlerine yol açabileceğini gösteriyor.
Rafine ürünleri sık tüketenlerin yumurtalık, meme ve rahim kanseri riski daha yüksektir. Sağlıklı değişimler yaparak rafine ürün alımını azaltmaya çalışın. Rafine karbonhidratları tam tahılla değiştirin.
ALKOL VE GAZLI İÇECEKLER
Alkollü içecekler ve gazlı içeceklerin rafine şeker ve kalori içeriği yüksektir. Bu iki içecekten herhangi birinin aşırı alımı vücuttaki serbest radikallerin sayısını artırabilir ve bu da iltihaplanmaya neden olabilir. Alkol ayrıca bağışıklık fonksiyonuna müdahale ederek vücudunuzun kanser öncesi ve kanserli hücreleri tespit etmesini ve hedeflemesini zorlaştırır.
KONSERVE VE PAKETLENMİŞ GIDALAR
Konserve ve paketlenmiş gıdalara olan eğilim yavaş ve istikrarlı bir şekilde artıyor. Anında pişirilip tüketilebilen paketlenmiş ürünlerle dolu market reyonlarını görebilirsiniz. Aralarında seçim yapabileceğiniz çok çeşitli paketlenmiş yiyecekler var. Bu gerçekten pişirme sürecini sorunsuz hale getirebilir, ancak kanser geliştirme riskini de artırabilir.
Pişirmeye hazır gıda paketlerinin çoğu, Bisfenol A (BPA) adlı bir kimyasalla kaplanmıştır. Bu bileşik gıdada çözündüğünde hormonal dengesizliklere, DNA’da değişikliğe ve kansere neden olabilir.
KANSERİ ÖNLEMEK İÇİN 8 İPUCU
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), tüm kanser vakalarının en az yüzde 30’unun sağlıklı bir yaşam tarzı ile önlenebileceğini söylüyor.
İşte bilimsel verilere dayanan, kanseri önlemeye yönelik en önemli ipuçları:
Sağlıklı Kiloda Olun
Sağlıklı kilo, kanser riskinin azaltılması için en büyük faktörlerden bitidir. Aşırı kilolu ve obez olmak meme, kolon ve rektum kanseri oluşumunda çok büyük faktörlerdir.
Bu riski azaltmak için çoğu insanın Vücut Kitle İndeksi’ni (VKİ) 25’in altında tutması gerekir.
Sigara Kullanmını Bırakın
DSÖ, sigara içmenin sadece akciğer kanseri değil, yemek borusu, gırtlak veya boğaz gibi birçok kanser türüne de neden olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle sigarayı bırakmak ve pasif içici olmaktan mümkün olduğunca kaçınmak, kendi başına kanseri önleme yöntemidir.
Egzersiz Yapın
Düzenli egzersiz yapmak, sadece kanseri değil, bizi etkileyen hastalıkların çoğunu önlemeye yardımcı olur. Uzmanların tavsiyesi, her gün 30 ila 60 dakika arasında orta düzeyde fiziksel aktivite yapmanızdır.
Diyetinize Dikkat Edin
Yiyeceklerle ilgili kötü alışkanlıklar, organizmanın bozulmasına neden olur. Ne kadar uzun süre kötü beslenilirse, sonuçlar o kadar kötü olur. Uzmanlar, şekerli içeceklerden ve abur cuburdan mümkün olduğunca kaçınılması gerektiğini belirtiyor.
Ayrıca tuz alımınızı günde 5 gram ile sınırlandırmalı ve işlenmiş ürünlerin alımını azaltmalısınız.
Alkolden Uzak Durun
Alkolle ilişkili artan kanser riski birçok çalışmada gösterilmiştir. Alkol, hem hücrelerdeki stresi artırarak hem de besin eimilimini engellemek gibi durumlarla metabolizmayı etkileyerek kanser riskini artırabilir.
Herhangi bir kanser türünü önlemek için uzmanlar, alkol tüketiminin tamamen bırakılması gerektiğini, güvenilir bir doz olmadığını söylüyor.
Aşı Olun
Öte yandan DSÖ, kanseri önlemek için alınabilecek önlemler arasında aşılama ve enfeksiyondan korunmanın altının çizilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Nedeni bulaşıcı patojenlerdir; bunlar kanser ölümlerinin neredeyse yüzde 22’sini oluşturur.
Bu nedenle kendinizi hepatit B ve C veya İnsan Papilloma Virüsüne (HPV) karşı aşılarla korumanız sırasıyla karaciğer veya rahim ağzı kanseri riskini azaltmaya yardımcı olur.
Güneşe Dikkat Edin
İnsanlar için kanserojen olan ultraviyole radyasyona sürekli ve korumasız maruz kalmak, melanom dahil tüm önemli cilt kanseri türlerine neden olabilir.
Sürekli Kontroller
Uzmanlar, ilk aşamada hiçbir semptomu olmayan kanser hastalıklarının, yıllık kontrollerle erken teşhis edilebileceğini ve önlebebileceğini söylüyor.