Güneş sisteminin de içinde bulunduğu Samanyolu galaksisi, evrende yer alan milyarlarca gökadadan yalnızca bir tanesi. Yıllardır Samanyolu’nu inceleyen araştırmacılar, galaksinin bilinmeyen yönlerini keşfetmeye devam ediyor. Samanyolu Galaksisi, kısa süre önce keşfedilen ve hepsine Theia ismi verilen 8 bin 292 yıldız akışına ev sahipliği yapıyor. Bu yıldızlar, kümeler halinde değil de doğrusal bir yapıda sıralanıyor. Ancak bunlar arasından Theia 456 isimli yapı çok özel bir yere sahip. Gaia Uzay Teleskopu’ndan elde edilen çok sayıdaki veri kümesini bir araya getiren bir astrofizik ekibi, Theia 456’yı oluşturan 468 yıldızın hepsinin aynı zamanda doğduğunu ve gözyüzünde aynı doğrultuda hareket ettiğini keşfetti. 
Araştırmacılar yıldızların genellikle küresel şekle sahip kümeler şeklinde oluşturduğu grupları inceliyor. Ancak gökyüzünde yıldızların oluşturduğu doğrusal motifler, henüz yeni keşfedildi. Bu uzun yıldız dizilerinin de bir zamanlar yakın kümeler şeklinde bulunduğu, ancak yavaş yavaş dağılarak yerçekimsel kuvvetlerin etkisiyle açıldıkları düşünülüyor. 500 ışık yılından daha geniş bir mesafeye uzanan Theia 456, işte bu saklı kalmış yıldız akışlarından biri. 
Bu yapıları saptamak ve incelemek için yapay zeka algoritmaları kullanılıyor. Yapay zeka, yapıları bulmak üzere yıldızlara ait verileri içeren devasa veri kümelerini tarıyor. Astrofizikçiler, Theia 456’daki 468 yıldızın benzer demir miktarlarına sahip olduğunu keşfetti. Bu da yıldızların 100 milyon yıl önce muhtemelen birlikte oluştukları anlamına geliyor. Bulguyu daha fazla kanıtla desteklemek isteyen araştırmacılar, yıldızların parlaklığının zaman içinde nasıl değiştiğini gösteren ışık eğrisi veri kümelerini de inceleme altına aldı. Theia 456’daki yıldızların ışık eğrilerini üreten NASA’nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu’nun (TESS) ve Zwicky Geçiş Halindeki Gökcismi Tesisi’nden (ZTF) yararlanan araştırmacılar, akış içinde yer alan yıldızların aynı yaşta olduğunu belirlemeyi başardı..
Araştırmacılar yıldızların genellikle küresel şekle sahip kümeler şeklinde oluşturduğu grupları inceliyor. Ancak gökyüzünde yıldızların oluşturduğu doğrusal motifler, henüz yeni keşfedildi. Bu uzun yıldız dizilerinin de bir zamanlar yakın kümeler şeklinde bulunduğu, ancak yavaş yavaş dağılarak yerçekimsel kuvvetlerin etkisiyle açıldıkları düşünülüyor. 500 ışık yılından daha geniş bir mesafeye uzanan Theia 456, işte bu saklı kalmış yıldız akışlarından biri. Bu yapıları saptamak ve incelemek için yapay zeka algoritmaları kullanılıyor. Yapay zeka, yapıları bulmak üzere yıldızlara ait verileri içeren devasa veri kümelerini tarıyor. Astrofizikçiler, Theia 456’daki 468 yıldızın benzer demir miktarlarına sahip olduğunu keşfetti. Bu da yıldızların 100 milyon yıl önce muhtemelen birlikte oluştukları anlamına geliyor. Bulguyu daha fazla kanıtla desteklemek isteyen araştırmacılar, yıldızların parlaklığının zaman içinde nasıl değiştiğini gösteren ışık eğrisi veri kümelerini de inceleme altına aldı. Theia 456’daki yıldızların ışık eğrilerini üreten NASA’nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu’nun (TESS) ve Zwicky Geçiş Halindeki Gökcismi Tesisi’nden (ZTF) yararlanan araştırmacılar, akış içinde yer alan yıldızların aynı yaşta olduğunu belirlemeyi başardı..
